
Nazlı Ayça Özkarahan: Okuma Alışkanlıkları - Metin Celâl
Okumak yazma eyleminin olmazsa olmaz diyebileceğimiz bir parçası olmasına rağmen ne gariptir ki, bir yazarın nasıl yazdığı üzerine sayısız makale, söyleşi ve analiz bulunurken yazma eyleminin belki de en önemli yakıtı olan okuma alışkanlıkları çoğu zaman gölgede kalır. Yazarın hayata karşı duruşunu, düşünce yapısını, hayal gücünü biçimlendiren bu eyleme dair merakım dinledikçe, yazdıkça ve zamanla okuma eylemini daha planlı bir yapıya oturttukça artmaya başladı. Ortak beğeniler, kimi zaman tozlu raflarda unutulmuş ancak o kişi için son derece önemli olan metinler harika keşiflere zemin oluştururken bazen de okuma paniği dediğim ruh haline soktu. Ve hazır Gayet internet sitesinde böyle bir imkân varken bu yılı okuma alışkanlıklarına dair merak ettiklerimi sorarak geçirmeye karar verdim. Ve birbirinden değerli yazarların olduğu bir liste yaptım. 52 şahane isim! Her haftaya bir söyleşi diyerek yola çıktım. Bir yazarı anlamak için onun sadece yazdıklarına değil, okuduklarına da bakmamız gerektiğini hatırlamak için güzel bir vesile olduğunu düşünüyorum. Umarım siz de keyifle okursunuz.
Bu söyleşi dizisi için ilk konuğum çok saygı duyduğum Türk edebiyatının üretken kalemlerinden Metin Celâl, öncelikle kendisine zaman ayırıp sorularımı cevapladığı için teşekkür ediyorum.
Okumayı sevmenize vesile olan ilk kitap veya yazar kimdi? Bu kitap ya da yazarın üzerinizde nasıl bir etkisi oldu?
Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı. Hababam Sınıfı’nda yaşananlara hayran kalmıştım. Ben de öğrenciler gibi yaramazlıklar yapabilmenin hayalini kurardım.
Günlük yaşamınızda okuma alışkanlıklarınız nasıl bir yer tutuyor? Kendinize has bir okuma rutininiz var mı?
Evet, bir rutinim var. Her akşam iş dönüşü ve gece yatmadan önce mutlaka kitap okumaya çalışırım. Herkese de günde yirmi dakika kitap okumasını öneriyorum. Rutini tutturan iyi bir kitap okuru olacaktır.
Bir kitabı seçerken sizi en çok etkileyen unsurlar neler? Kapak tasarımı, yazar, tür, yoksa tavsiyeler mi?
Kitap seçerken arka kapak yazılarına bakarım. İlgimi çekiyorsa hakkında yazılmış bir şeyler var mı diye araştırırım. Önemsediğim yazarların eleştiri yazıları etkili olur.
Aynı kitabı birden fazla kez okuduğunuz olur mu? Evetse, sizi tekrar tekrar okumaya iten nedenler nelerdir?
Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı’mı yüz kere okumuşumdur. Her gece yatmadan önce okurdum. Dediğim gibi o sınıfta yaşananlar çok hoşuma gidiyordu ve onlara özeniyordum.
Uzun süre etkisinden çıkamadığınız bir kitap var mı? Eğer varsa, bu kitabın sizi etkileyen kısmı neydi?
Pal Sokağının Çocukları, Er Nemeçek’in yaşadıkları çok etkilemişti. Çünkü biz de mahallemizde sokak savaşları yapıyor, bir üst sokağın çocukları ile taşlı sopalı kavgalar ediyorduk.
Başucunuzda her zaman bulunmasını istediğiniz bir kitap var mı? Bu kitap hangisi?
Esas işimi kitap okumak olarak gördüğüm için maalesef başucumda sürekli duracak bir kitap olamıyor. Oradaki kitaplar sürekli değişir.
Bir kitabı yarım bırakmak sizin için zor bir karar mı, yoksa kolayca yapabildiğiniz bir şey mi?
Eskiden kitap yarım bırakmazdım. Çünkü belki ilk sayfalar beni sarmadı ama ilerleyen sayfalarda kitap güzelleşir diye umardım. Sonra bir gün rahmetli Nihal Yeğinobalı ile sohbet ederken, hayatın kısa ama okunacak kitap sayısının çok olduğundan söz etti ve ilk sayfalarında beğenmediğin kitabı yarıda bırakmaktan çekinme dedi. Bu sözleri kulağıma küpe oldu. Sonra Mina Urgan’ın “Başladığım kitabı, kötü de olsa bitirmek huyundan Fethi Naci’nin bir sözü sayesinde kurtuldum: “Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?” demiş Fethi Naci” dediğini okuyunca iyice ikna oldum. Artık her kitabı sonuna kadar okuyacağım diye diretmiyorum.
Okuduğunuz kitaplardan not alır mısınız? Bu notları daha sonra nasıl değerlendirirsiniz?
Okuduğum kitaplardan not almam. Okuma sürecini olumsuz etkiler ve beni okuma havasından kopartır diye düşünürüm. Dikkatimi çeken noktaları belleğime kazımaya çalışırım. Çoğunlukla da başarılı olurum. Aklıma yer edenler sonra o kitap hakkında yazarken bana kaynak düşünceler olur.
Unutamadığınız ya da bir dost gibi hayatınızda tuttuğunuz bir roman ya da öykü karakteri var mı? Varsa, bu karakterin hangi özellikleri sizi etkiledi ve neden bu kadar unutulmaz oldu?
Pal Sokağının Çocukları’nın kahramanı Er Nemeçek benim için unutulmazdır. Onun dışlanması, çocukların kurduğu ordunun tek eri olması beni çok etkilemişti.
Son olarak, okurlarımıza da ilham olması açısından, sizin "olmazsa olmaz" dediğiniz ilk üç kitabı bizimle paylaşır mısınız?
Olmazsa olmaz kitaplarım yok, yazarlarım var. Thomas Bernhard, Nabokov, Henry Miller, Marguerite Duras gibi bir dizi yazarın Türkçeye çevrilen kitaplarını kaçırmamaya çalışırım.
Metin Celâl Kimdir?
1979 yılında ilk deneme yazısı ODTÜ Edebiyat Kulübü Bülteni Vurgu’da yayınlanan Metin Celal Oluşum, Varlık, Türk Dili, SAnat Olayı, Gösteri, Öküz ve E gibi birçok edebiyat dergisinde, Güneş, Evrensel, Özgür Gündem, Yeni Yüzyıl, Cumhuriyet, Radikal, Hürriyet gibi gazetelerde şiir ve yazıları yayınlandı. Şiir ve edebiyat dergilerinin yayın yönetmenliğini yaptı, yazı kurulunda yer aldı. Yayınevlerinde editörlük ve yöneticilik yaptı. Halen 10 Haber ve Edebiyat Haber internet sitelerinde yazıyor.
Dört şiir kitabı, beş romanı, iki eleştiri, bir anı kitabı yayımlandı. Antolojiler, sözlükler hazırladı, dermeler yaptı. Çocuklar için kitaplar yazdı derledi. Şiirleri 14 file çevrildi, antoloji ve dergilerde yer aldı.