
Gizem Pınar Karaboğa: Rüzgârlı Köşe - Platonik*
Bizim köşenin bu seferki rüzgârı deniz meltemi! Yürek seferî! İskele alabanda, yelkenler fora!
Benim yüreğim üç ambarlı bir gemidir. Üç odacık; hepsi gece gündüz aşk pompalıyor. Balıklar hazdan deliye dönmüş, tüm oltaları kemiriyor.
Sakin denizde yelkenini yüzdüremeyen bir kaptana rast geldiniz mi? Ben açık denizde karşılaştım onunla. Gülüşü seher vaktiydi, açık mavi bir şeyler tütüyordu.
İki kaptan karşılaşırsa aralarında özel bir selamlaşma olmalı! İkisinin de mavi akıyorsa kanı, serseri bir aşk doğmalı! Ama ah, ben bir korsanım: Hergele düşünceler geçiyor aklımdan. Oysa o bir çapa taşıyor yüreğinde. Onun bir iskelesi var. Kırıyorum dümeni el mahkûm. Bu kadar uzun süre susmamıştım, yaralarımın canı tuz çekiyor. Bu müthiş tutku yiyip bitirecek beni. Yüreğimi piranalar gibi didikliyor. Şu sular yetmiyor ona, heyhat! Kafa üstü dalmak istiyor okyanusa. Mercanları kemirmek, yosunlara sürünmek, zehrini içmek anemonların...
Birlikte haydut dalgaları söndürebilirdik, Poseidon’a kafa tutar, Tanrı’nın bizden af dilemesini beklerdik kalbimize ektiği fırtına tohumlarından. Bilinmedik adalar keşfeder, karanlık işler çevirirdik. Midye toplar Kadıköy’deki hemşehrime verirdik, tezgahında satardı. Geceleri dans eder, başka denizler düşlerdik. Aklımıza mavi düştü müydü kim durdurabilirdi bizi? Ben sevdanın kara bayrağını açardım, sen yaşamın sarı ışığını. O şeytan üçgeninin açılarını keşfetmedikten sonra neye yarardı hem yaşamak? Boğulalım varsın dudağımızda bir denizci şarkısıyla.
“Gel, gel
Aşklar yücelir, dostluklar kenetlenir
Doğaya döner insan şu mavi yolda.
Heya heya heyamola hey!”
(Ali Edip Kocatepe)
GPK Dil Kurumu:
*Platonik: Açık mavi, kaynayıp köpüren süt, en duru su, yumuşacık patika, menekşeli dondurma, kuş tüyü, öğle uykusu, teneffüs zilleri, en derin teneffüs ve aynı zamanda en yaramaz, en hayta, en edepsiz, en cesur aşk. Bunu yalnız atlar, şelaleler ve şairler bilir.