
Ayça Erdura: Arkası Şiir - Mavi Atlas Kanatlar
"Ölünceye kadar denizin kıyısında, her gün değilse de sık sık, Anadolu’yu seyrediyordu."
Dörtlemenin son kitabı Çıplak Deniz Çıplak Ada, birbirine bağlı topluluklar, bütünleşmiş sistemler ve bütünü oluşturan parçalar arasındaki güçlü bağlara işaret etmektedir. Bütün bunlar eko-eleştiri açısından anlamlıdır. Ayrıca eko-eleştiri, insanı, dünyayı paylaştığı insan olmayan varlıklarla ilişkisini fark etmeye çağıran eko-merkezci bakış açısını benimsemeye yönlendirir. Bu iki kavramla ilintili olarak eko-eleştiride en çok ele alınan konulardan biri de doğa ile insana ait olduğu varsayılan kültür arasındaki ilişkidir. Yaşar Kemal, akıl-merkezci uygarlık modeli yerine, insanın ve doğanın zenginliğinin farkına varılıp çeşitliliğin korunduğu eko-merkezci bir uygarlık modeli önermektedir.
Karakterler, doğa ile ilgili belli davranış örüntüleri yaratırlar. Çalıların altında biten mor menekşelerin kokusu da insanı arındıran ve yenileyen bir öğedir. Öyle ki, karakterler hem Ada’daki yeni kimliklerini benimsemek hem de psikolojik sağaltım amacıyla menekşe koklamayı, mevsimlere bağlı bir ritüele dönüştürürler. Çıplak Deniz Çıplak Ada’da, Melek Hatun’la Musa Kazım’ın birleşmeleri ancak menekşe koklama ritüeli sayesinde gerçekleşir.
Yaşar Kemal, insanı merkeze koyar. Bir Ada Hikâyesi ise neredeyse bütünüyle, âdeta unutmaya karşı bir direniş oluşturmak için birbirlerine hikâyelerini anlatan karakterlerin anlatısıdır. İnsanın insana duyduğu ihtiyaç ve insansız doğanın anlamsız bulunması da bununla sıkı sıkıya bağlantılıdır. İnsana aklını kullanarak yaratım gücünü ve sevgisini göstermesini önerir. Okura hem tarihte hem insanlarla ve insan olmayan varlıklarla ilişkilerinde, hem de romanı okuma sürecinde neyi unutmuş olabileceğini, neyi hatırlaması gerektiğini de sorgulatır.
Bir Ada Hikâyesi, gerçekçi romanın da sınandığı bir anlatı kabul edilebilir. Yazar, mit ve rüya yoluyla gerçeğin tanımını sorgular. Saçma olanın sergilenmesi yoluyla anlatısına akıl dışını davet eder. Gerçeklikle en iyi hâlde “büyülü” bir ilişki kurmayı kabul eder.
Bir Ada Hikayesi’ni ele alarak dörtlemenin her bir romanına ayrı bir şiir yazma yolculuğum Çıplak Deniz Çıplak Ada ile son buluyor. Bana öğrettikleri için değerli Yaşar Kemal’e selam olsun.
Mavi Atlas Kanatlar
tohum düştü çiçek uçtu dal kesti
saklandı ayağa kalkan nefti yapraklı zeytin
sakız kokan yataklar serildi açıldı yayıldı
yenilmedi susuzluğa tomurcukta iki çiçek
ve pırıl pırıl eden zulüm çiçeği sustu
bin yıllık bahçe bin yıllık çiğir mengüde
kader güldü argın kader kökboya doldu
göz önünde ışık biriktiren ışık yiyen
Sarıkız’dan su içti mor sümbüllü dağlarda
ve üç baca örenlerle ateş söndü
gökyüzü ortadan bölündü mavilik yarıldı
Kafkas dağlarının altın kapıları sürgülü kilitleri
açıldı gül dibeği kahve kokusu dost dokusu
tan yıldızı geldi dua buğusu durdu üstünde
ve kutsal menekşe dile sayrıldı
sandıklar saçıldı düğün oldu halay kuruldu
anka soyu Savrun’dan aktı dolunayda seyreldi
kayalık çiğdem çiçekleri doğdular yeni dünyaya
yarım bir dünyaya her yanıyla başka bir dünyaya
ve çıplak bir zaman uyandı